Değişen dünya ve hayat şartları neticesinde üniversitelerin yapıları ve üslendikleri vazifeler de tartışılır oldu. Asrın gerekleri yönünde üniversitelerin değişmesi ve yenilenmesi gerektiği her fırsatta çeşitli kesimlerce dillendirilmektedir. Şahsen ben de bir üniversite çalışanı olarak, yani içeriden bir gözle bu konuda belli başlı izlenim ve fikirlere sahibim. Ayrıca gördüklerim, duyduklarım ve yaşadıklarım doğrultusunda bir üniversitenin nasıl olması gerektiği konusunda hep düşünmüşümdür. Hakikaten de bir üniversite acaba nasıl olmalıdır?
Nasıl bir üniversite sorusu aslında ilgili tüm tarafların etraflıca konuşması ve tartışması ile sonuca varılabilecek devingen ve mühim bir sorudur. Ancak ben de içinde olan biri olarak bu soruya ayrıntılı olmasa da kendimce bir cevap vermek isterim.
Sözlüğe baktığınızda Üniversite “Bilimsel özerkliğe ve kamu tüzel kişiliğine sahip, yüksek düzeyde eğitim, öğretim, bilimsel araştırma ve yayın yapan fakülte, enstitü, yüksekokul vb. kuruluş ve birimlerden oluşan öğretim kurumu” olarak tanımlanıyor. Mantıken de düşündüğünüzde üniversite kavramı ile hep yüksek bir eğitim-öğretim verilen ve araştırma yapılan yerin anlatılmak istendiğini görürüz.