Günümüzde artık gündelik konuşma Türkçesi öylesine yozlaştırıldı ki artık insanlar aralarında konuşurken “ok”, “yes” gibi kelimeleri Türkçe sanmaya/saymaya başladılar. Elimizdeki değerlerin en önemlilerinden biri olan dilimiz Türkçe’nin nasıl çürüdüğünü hepimiz görüyoruz. Görüyoruz ama bunun için bir şey yapıyor muyuz? Hayır.
Öyle bir hâle geldik ki insanımız artık yabancı dille konuşmayı neredeyse övünç sayıyor. İnsanlar kurdukları cümlelerde bazen tamamen İngilizce kelimelerle bazen de Türkçe kelimeler arasına İngilizce serpiştirerek konuşmayı tercih ediyorlar. Bu durumdan da hiç rahatsız olmamaları nasıl bir durumda olduğumuzu gözler önüne seriyor.
Bizler bilinçli birer fert olarak dilimize sahip çıkalım ve doğru kullanalım. Aşağıda yanlış-doğru şeklinde sıralanmış bir liste var. Aklıma geldikçe bu listeye yeni kelimeler ekleyeceğim.
- Yanlış / Doğru
- abone / sürdürümcü
- absürt / saçma
- adapte olmak – uyarlanmak, uyum sağlamak
- agresif – saldırgan
- aksiyon – edim
- ambiyans – hava, ortam
- analiz – çözümleme
- anons etmek – duyurmak
- antipatik – sevimsiz, itici
- aranjör – düzenleyici
- asparagas – şişirme haber
- astronot – uzay adamı
- avans – öndelik
- bariyer – engel
- baz almak – taban, temel
- bodyguard (badigart)– yakın koruma
- bye bye (bay bay) – hoşça kal, görüşmek izere
- catering – ağırlama, yemek hizmeti
- center – merkez, özek
- check (çek) etmek – denetlemek
- clickleme (klikleme) – tıklama
- cv (sivi) – özgeçmiş
- data – veri
- dejenere – yoz
- deklare etmek – bildirmek
- depar – çıkış
- departman – bölüm
- depresyon – duygusal çöküntü
- distribütor – dağıtıcı
- dizayn – tasarım
- doküman – belge
- double team – çifte kıskaç
- download etmek – indirmek
- directory – dizin
- driver – sürücü
- dublaj – seslendirme
- edit – düzenle, yayımla
- editör – düzenleyici, yayımcı
- efor – çaba
- ekipman – donanım
- ekstra – ek olarak
- elimine etmek – elemek
- e-maıl e-posta – ileti, ağ üstü ileti, ağ ileti
- empoze etmek – dayatmak
- enformasyon – bilgilendirme
- dezenformasyon – bilgi çarpıtma
- entegre – tümleşik
- entegre olmak – bütünleşmek
- entegre tesıs – kurulu alan
- totaliter – bütüncül
- epikriz – çıkış özeti
- euro – avro
- exit – çıkış
- feedback – geribildirim
- finish – bitiş, varış
- final four – son dörtlü
- final sınavı – sonuç sınavı, genel sınav
- finalist – sonuca kalan
- full – tam, dolu
- full-tıme – tam gün
- high-tech – ileri teknoloji
- hiperaktif – aşırı etkin, aşırı hırçın
- hit şarkı – gözde şarkı
- home page – ana sayfa, ana bet
- icetea – buzlu çay
- illegal – yasadışı
- imitasyon – öykünme
- interaktif – etkileşimli
- izolasyon – yalıtım
- jenerasyon – nesil, kuşak
- kampüs – yerleşke
- karambol – karmaşa
- karizmatik – etkileyici
- komünikasyon – iletişim
- konsensüs – uzlaşım
- koordinasyon – eşgüdüm
- koordinatör – eşgüdüm sorumlusu, eşgüdümcü
- kriter – ölçüt
- lanse etmek – öne sürmek, sunmak
- laptop – dizüstü
- libero – son adam
- likidik – akışkanlık
- limit – uç
- link – ilişim
- mantalite – anlayış, zihniyet
- marjinal – sıra dışı, dizi dışı
- mesaj – ileti
- monopol – tekel
- monoton – tekdüze
- moratoryum – borç erteleme
- mortgage – tutulu satış
- motive etmek – isteklendirmek
- network – bilişim ağı
- nick name – kullanıcı adı
- no-frost – karlanmaz
- non-stop – durmaksızın
- objektif – nesnel, tarafsız
- okey – peki, tamam, olur
- okeylemek – onaylamak
- online – çevrimiçi
- optimist – iyimser
- paradoks – çelişki
- partner – eş
- part-time – yarı zamanlı
- patent – buluş belgesi
- performans – başarım
- perspektif – bakış açısı
- pesimist – karamsar
- polemik – söz güreşi
- portal – ana kapı
- prezantabl – hoş görünüm
- prezantasyon – sunum
- prınt out – çıktı
- printer – yazıcı, basıcı
- writer – yazıcı
- prodüksiyon – yapım
- prodüktör – yapımcı
- proses – süreç
- provoke etmek – kışkırtmak
- reel – gerçek
- revize etmek – yenilemek
- sabote etmek – baltalamak
- security – güvenlik
- sempatik – sevimli
- sezon – dönence
- show – gösteri
- skor – sayı durumu, sonuç
- slayt – yansı
- spesiyal – özel
- sponsor – tasarı üstlenicisi
- spontane – kendiliğinden
- star – yıldız
- start almak – başlangıç almak
- timing (taymıng) – zamanlama
- trend – eğilim
- tripleks – üç katlı
- tsunami – depreşim
- upload – üzerine yüklenmek, üst yükleme
- versiyon – sürüm
- vize sınavı – ara sınav
Diğer bir liste:
ABSÜRT: SAÇMA,ANLAMSIZ,ZIRVA
Örnek Modacılar bu anlamsız (saçma) tasarımlardan para kazanmayı beklemiyorlar.
AGRESİF:SALDIRGAN
ADAPTASYON:UYUM
AJİTE ETMEK:KIŞKIRTMAK. (Son günlerde çok duyuyorum)
Örnek Bu olayın, kışkırtma olduğunu ileri sürdüler.
AKUSTİK:YANKILANIM
ALENGİRLİ:ÇETREFİLLİ,KARMAŞIK,ANLAŞILMAZ
ANEKTOD:FIKRA,HİKAYECİK
ADROİD: İnsana benzetilmiş robot
ALAKART:SEÇMELİ YEMEK
Örnek Seçmeli yemek usulünde istediğiniz yemeği yiyebiliyorsunuz.
ADİSYON:HESAP
AMBİYANS:ÇEVRE,MUHİT,ORTAM,HAVA
Örnek Televizyon kanalının yöneticileri yarışma gecesinde fevkalâde bir hava yaratmışlardı.
ANGAJE:BAĞLANMIŞ
ANTOLOJİ:SEÇKİ,GÜLDESTE
ANTİPATİK:İTİCİ,SOĞUK
ANSİKLOPEDİ:BİLGİLİK (ansiklopedi ruhsuz bir kelime değil de nedir yahu?)
ARGÜMAN:KANIT,DELİL,SÖYLEM
ASİSTİ:YARDIMCISI (Futbolda da kullanılıyor.Golün asisti diye.)
ASPARAGAS:ŞİŞİRME HABER
AŞAĞILIK KOMPLEKSİ:AŞAĞILIK DUYGUSU
BARAJ:SU AMBARI.(Azeriler bu kelimeyi kullanırlar.Çok hoşuma gitti.)
BY-PAS DEVRE DIŞI BIRAKMA
BANDROL DENETİM PULU
BARİYER:ENGEL
BEST-SELLER:ÇOKSATAR
Örnek “Umut Eşiğinde” adlı eser çoksatar listelerinde ilk sırada yer alıyor.
BİLBOARD:İLAN TAHTASI (Belediye bilboardları diye sıkça duyarız.)
BLOKAJ:TUTMAK,DURDURMAK (Bankacılık ve futbolda kullanılır.)
BRİFİNG:BİLGİLENDİRME
BROKIR:SİMSAR,KOMİSYONCU
Örnek Ev bulmak için simsarlara başvurmaktan başka yol kalmadı.
CENTER:MERKEZ
CHAT(çet):SOHPET
CHECK-UP(çekap):TAM BAKIM
DAMPİNG:İNDİRİM,DÜŞÜRÜM,TENZİLAT
DEFANS:SAVUNMA
DEJENERASYON:YOZLAŞMA
DEKLERASYON:BİLDİRME,İLAN ETME,DUYRMA
DEKOLTE:AÇIK GİYSİ
DEKONT:HESAP BELGESİ
DEMOGOJİ:LAF EBELİĞİ,LAFAZANLIK
DEPOZİTO:BAĞLANMA PARASI,GÜVENCE
DEPRESYON:RUHSAL ÇÖKÜNTÜ
DETERMİNE:KARARA VARMAK,SAPTAMAK,NEDEN OLMAK,SABİTLEŞTİRMEK
DUAYEN:EN KIDEMLİ,AKSAKAL
EDİTÖR:YAYIMCI
GÖRSEL EFEKT:GÖRSEL ETKİLEME
EFOR:ÇABA,GAYRET,GÜÇ
EKARTE ETMEK:SAF DIŞI BIRAKMAK,ELEMEK
EGALE ETMEK:EŞİTLEME,DERECESİNE ULAŞMA,EŞİT DURUMA
GETİRME
EMPOZE ETMEK DAYATMAK
EMPARYALİZM:YAYILMACILIK,SÖMÜRGECİLİK
EKOLOJİK:ÇEVREYLE İLGİLİ
EKSANTRİK:ACAYİP,UÇRAK,TUHAF
EKSPER:UZMAN (ÖRNEK:TÜTÜN UZMANI)
EMPATİ:DUYGUDAŞLIK (İnsanın kendisini karşısındakinin yerine koyup,karşısındakini anlama çabası anlamına geliyor.)
ENTELEKTÜEL DÜŞÜNCE ADAMI,MÜNEVVER,AYDIN
ENTEL:Entelllektüel olmaya çalışan ancak bunun için gerekli niteliği kazanmamış kişi
ETİK:AHLAKİ(Çok sık kullanılıyor.)
EYENİLER(aylaynır):GÖZ KALEMİ
FEİR-PLAY DÜZGÜN OYUN
FARMOKOLOJİ:İLAÇ BİLİMİ
FASTFOOD:AYAKÜSTÜ YEMEK
FETİŞİZM: İlkel toplumlarda doğaüstü bir güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesnelere tapınma, tapıncakçılık, putperestlik (TDK)
FENOMEN:OLAY, GÖRÜNGÜ
Güneşin batıdan doğması gibi olağanüstü bir fenomen sayılmalıdır bu.”- H. Taner.
FİNANS:MALİ İŞLER,PARA İŞLERİ
FRAKSİYON:HİZİP, GRUP
FİZİBİLİTE:YAPILABİLİRLİK,UYGULANABİLİRLİK
FAUNA :HAYVAN VARLIĞI
FİLORA:BİTKİ VARLIĞI
FORMASYON:BİÇİMLENME
FORMAT:BOYUT,BOYUTLAR
FLAŞ:ÇARPICI,GÖZDE ( ÖRNEK:Flaş haber-Çarpıcı haber)
GALA:ÖN TANITIM
GLOBAL:KÜRESEL,DÜNYA ÇAPINDA
HANDİKAP:ENGEL
HEDONİZM: Hayatı sadece haz almak olarak gören anlayış.
HİJYENİK:SAĞLIĞA UYGUN,SIHHİ
HİT PARÇA :GÖZDE PARÇA
HOLİGAN:SOKAK SERSERİSİ,HAYTA
İNİSİYATİF:ÖNCELİK,ÜSTÜNLÜK(Kıbrıs konusunda öncelik almaktan çekinmemeliyiz.)
İRRİTE ETMEK:KIZDIRMAK.(SON GÜNLERDE SIK KULLANILIYOR)
İRONİ:GÜLMECE,SÖYLENEN SÖZÜN TERSİNİ KASTEDEREK KİŞİYLE VEYE OLAYLA ALAY ETME.
İZOLASYON:TEK BAŞINA BIRAKMAK,SOYUTLAMAK,YALITIM
JENERASYON:KUŞAK,NESİL
JET-SKİ:SU KIZAĞI
JARGON:AYNI BELLİ GRUPLARIN KONUŞTUĞU DİL,(örnk:mafya jargonu)
KADÜK DÜŞMÜŞ(Değerini,önemini yitirmiş, kadük olmuş anlamında)
KAOS:KARGAŞA,KARIŞIKLIK (Şu an Irak’ta yaşanan durum)
KOKTEYL:KARIŞIM,İÇKİLİ TOPLANTI
KALİGRAFİ:GÜZEL YAZI
Bunlar Türk kaligrafi sanatının çok güzel örnekleridir.
KATALİZÖR:ÇÖZÜLME (KİMYEVİ BİR REAKSİYONUN HIZINI ARTIRAN VE YA YAVAŞLATAN MADDELER)
KONSENNSÜS:GÖRÜŞ BİRLİĞİ,MÜTABAKAT
KONSEPT:ANLAYIŞ,GÖRÜŞ
KAPİTALİST:SERMAYEDER,ANAMALCI
KARAMBOL:KARMAŞA
KARTVİZİT:TANITMA KARTI
KEMOTERAPİ:KİMYEVİ TEDAVİ
KOKPİT:PİLOT KÖŞKÜ
KOMPLİKASYON:KARIŞIKLIK,YAN ETKİ
LİSANS:YETKİ BELGESİ
LOJİSTİK DONANIM
LÜMPEN:SEFİL,SEVİYESİZ,MAGANDA (son günlerde sık kullanılıyor)
MANTALİTE:ANLAYIŞ,ZİHNİYET,DÜŞÜNCE,KANAAT
MANİFESTO:BİLDİRİ
MARJİNAL:UÇTA,SIRADIŞI
MANİPLASYON:HİLEYLE YÖNLENDİRME
MELONKOLİ:KARA SEVDA (aynı zamanda yanlız kalma isteği, türkçesi karaduygululuk olan kelime.)sebepsiz keder)
NİHİLİST: Nihilizm yanlısı kimse, hiççi, yokçu: (bkz. TDK)
METAFOR:Bir şeyi başka şey ile benzetmeye,kıyaslamaya anlatmaya yarayan mecazlardır.
MODÜL:PARÇA
MODÜLER MOBİLYA:PARÇALI MOBİLYA
NOSTALJİ: (geçmişe özlem olarak nitelendirilen bu duygu ya da durum)
uzak topraklara savaşmaya gelen askerlerde, yabancı şehirlere okumaya gidenlerde, ülkelerini bir şekilde geride bırakmak zorunda kalmış on yedinci yüzyıl göçmenlerinde kendini gösteren bu hastalık yalnızca yuvayla ilgili saplantılı düşüncelere, halüsinasyonlara ve apatik bir melankoliye yol açmamaktadır. mide bulantısı, iştahsızlık, akciğerlerin yapısında patalojik değişimler, beyinde filizlenen iltihaplar da hep nostaljinin bu ilk kurbanlarının gösterdiği semptomlardır. hofer’in hastalığın adını koymasını takip eden yıllarda avrupa ve amerika’da binlerce nostalji vakası geçer kayıtlara. An gelir, bu illete tutulanlar vatansever addedilip alkış alırlar, an gelir komutanlar hızla yayılan salgının önüne geçmek için nostaljiye tutulan ilk askeri olduğu yere canlı canlı gömeceklerini açıklarlar.
nasıl olmuştur da bilhassa birinci dünya savaşı’ndan itibaren kelimenin bu tıbbi anlamı yitip gitmiş, yerini “geçmişe duyulan onanmaz hasret” anlamına bırakmıştır?(ekşi sözlük)- Nasıl olduğunu ben söyleyeyim; Bu kelimenin Türkiye’deki karşılığı= İrticadır. Yıllarca aydın geçinenler bu kelimeyi belli bir mütedeyyin kesimi yaftalamak için kullandıklarından şimdi geri dönemiyorlar ve kendi mürteciliklerini asıl anlamı “sıla özlemi” olan nostalji ile ifade etmeye çalışıyorlar.-
NOBRAN: kibar olmayan, yani kaba, nezaketsiz, görgüsüz
OPORTİNİST:FIRSATÇI (Son günlerde sık kullanılıyor)
OPTİMAL:EN İYİ EN YÜKSEK EN UYGUN
OTONAZİ:ÖLME HAKKI
PALYATİF TEDBİR:GEÇİCİ TEDBİR
PARAMETRE DEĞİŞKEN
PARADİGMA:Yeni düşünce modeli.Ana anlamı, bir bilim çevresine belli bir süre için, bir model sağlayan evrensel olarak kabul edilen bilimsel başarılar, olarak tanımlanır. Bir kuramın paradigma olması için öyle bir yenilik getirmesi lazımdır ki, hem rakipleri varsa şaşırsın ve hayran olsun, hem de çağını aşarak ilerideki görüşlere kapı açsın.
PARTNER:EŞ ARKADAŞ
PATENT:BULUŞ
PROVAKASYON:KIŞKIRTMA,TAHRİK
REENKARNASYON:RUH GÖÇÜ
REFÜJ:ORTA KALDIRIM
REHABİLİTASYON.İYİLEŞTİRME
REKOLTE:TOPLAM ÜRÜN
REVAK:ÜSTÜ ÖRTÜLÜ ÖNÜ AÇIK YAPI
TİRAJ:BASKI SAYISI
TRANSPARAN:SAYDAM,ŞEFFAF
PATETİK: hem acıklı, hem zavallı hem de komik anlamlarını bir arada barındıran İNGİLİZCE KELİME.
PERFORMANS:BAŞARIM
PROPORSİYON:ORAN
Süleymaniye camisinin minarelerinin dış ve iç estetiği, fevkalade muntazam, göz okşayıcı proporsiyonları seyredeni büyüler.
SABOTE ETMEK:BALTALAMAK
SANSASYON DALGALANMA
SANTRA:ORTA YUVARLAK(Futbol terimidir.)
SAUNA:BUHARLI HAMAM
SEANS:OTURUM
SEZON:MEVSİM
SİMİLASYON:BENZETİM
SİRKÜLASYON:HAVA DOLAŞIMI
SKEÇ:OYUNCA
SMAÇ:ÇİVİLEME,KÜT İNME
SOFİSTİKE:YANILTICI,HİLELİ (Bu felsefedeki anlamı için)
ÖRNEK:Yanıltıcı bir muhakeme tarzı var.
SOFİSTİKE:KARMAŞIK (Teknolojideki anlam karşılığı)
ÖRNEK: Günümüzün karmaşık silâh sistemleri askerliği tam bir uzmanlık alanı hâline getirdi.
SOFİSTİKE:BİLMİŞ(Aşağılayıcı anlam için)
ÖRNEK: Arjantinliler, kendilerini bölge ülkelerine göre daha üstün, daha kültürlü, daha bilmiş buluyorlar.
SOLARYUM:GÜNEŞ ODASI
SPEKÜLATÖR:VURGUNCU
SPESİFİK:ÇOK ÖZEL,ÖZELLİKLİ(Özgü,kendine has, hususi anlamına geliyor)
SPONSOR DESTEKLEYİCİ
SPONTANE:KENDİLİĞİNDEN(Son günlerde sık kullanılıyor)
SPOT:PEŞİN
SPİRİTÜEL:RUHLA İLGİLİ ,RUHÇULUK
STABİL:OTURMUŞ,İSTİKRARLI,SABİT
STABİLİZE:OTURTULMUŞ,SABİTLEŞTİRİLMİŞ
STABİLİZE YOL:BERKİTİLMİŞ YOL
STAND-BY DESTEK
Meşhur IMF ile yaparız destek anlaşması.Sözde bize destek olurlar.
STANT:SERGİLİK
START:BAŞLA
STRES:GERGİNLİK
SÜBVANSE ETMEK DESTEKLEMEK
TİRAJ:BASKI SAYISI
TRANSPARAN:SAYDAM,ŞEFFAF
TURİST:GEZMEN
VİYADÜK:KÖPRÜ YOL
VİZYON:UZAK GÖRÜŞLÜLÜK,GENİŞ GÖRÜŞLÜLÜK
VİRAJ DÖNEMEÇ
ZAMPİNG:GEÇGEÇ
Türkçe’de Sıklıkla Yanlış Yazılan Kelimeler
İmla kurallarına mutlaka uymalıyız. Türkçe’de bazı sözcükler söylenişlerindeki kolaylık ve alışkanlığın yazı diline de yansıması sonucu yanlış yazılıyor.
Yanlız değil yalnız yazmalısınız.
Yalnış değil yanlış yazmalısınız .
Çünki değil çünkü yazmalısınız .
Herkez değil herkes yazmalısınız .
Kurdela değil kurdele yazmalısınız .
Meyva değil meyve yazmalısınız
Makina değil makine yazmalısınız .
SARMISAK değil SARIMSAK yazmalısınız. (Kaynak TDK Türkçe Sözlük)
Fasulya değil fasulye yazmalısınız .
Ambülans değil ambulans yazmalısınız .
Akedemi değil akademi yazmalısınız .
Deklerasyon değil deklarasyon .
Papuç değil pabuç yazmalısınız .
Otobos değil otobüs yazmalısınız .
Orjinal değil orijinal yazmalısınız .
Konservatuar değil konservatuvar yazmalısınız .
Alimünyum ya da aliminyum değil alüminyum yazmalısınız.
Sovan değil soğan yazmalısınız .
Kapora değil kaparo yazmalısınız .
Prosedir değil prosedür yazmalısınız .
traş ve heykeltraş değil tıraş ve heykeltıraş yazmalısınız .
dokuman değil doküman yazmalısınız .
Labaratuvar veya labaratuar değil laboratuvar yazmalısınız .
Acenta değil acente yazmalısınız .
Türkçe’de Birbiriyle Karıştırılan Kelimeler
- aktör: Sinema ve tiyatroda erkek sanatçı
aktris = Sinema ve tiyatroda kadın sanatçı - bilakis = aksine
bilhassa = özellikle - cefakâr = eziyet eden
cefakeş = eziyet gören - çözmek = halletmek
çözümlemek = tahlil etmek - delalet = yol gösterme
dalalet = doğru yoldan şaşma - dansör = erkek dansçı
dansöz = kadın dansçı - eşgal = işler
eşkâl = şekiller (Hırsızın eşkâli) - etkin = faal, aktif
etken = faktör - etkin = aktif
edilgin = pasif - folklor = halkbilimi
halkoyunları = halk dansı - haseb(hasebiyle) = neden (nedeniyle)
hesap = matematik, alış veriş ilişkisi - irtica = gericilik
iltica = sığınma - istifa = Kişinin bir görevden
istiğfa = bir alacağın ödenmesi kendi isteğiyle ayrılması - kabil = olabilir, mümkün
kabîl = soy, sınıf; tür, gibi
(kabil-i tahammül değil=tahammül edilemez)
(Bu kabil işler = Bu gibi işler) - katl = öldürme işi (katil zanlısı)
katil = öldüren kişi - mahsur = kuşatılmış
mahzur = zarar, sakınca - masör = masaj yapan erkek
masöz = masaj yapan kadın - matine = sinema, tiyatro, konser vb sanatsal etkinliklerin gündüz gösterisi.
suare = sinema, tiyatro, konser vb. sanatsal etkinliklerin gece gösterisi - muhabere=(haber) haberleşme
muharebe = (harb) savaş - muhasebe = hesaplaşma
musahabe = söyleşi - mürteci = gerici
mülteci = sığınmacı - mütehassis = duygulanma
mütehassıs = uzman - mütevazi = eşit
mütevazı = alçakgönüllü - nüfus = insanlar
nüfuz = sözü geçme, saygınlık, itibar - olasılık = ihtimal
olanak = imkân - öğretim = bilgi verme işi (2000-2001 öğretim yılı)
öğrenim = bilgi alma işi(öğrenim hayatı) - râkip = binici
rakîp = birbirinden üstünlük yarışında kişilerden her biri. - tabii = doğal
tabi = bağlı, bağımlı - tahrifat = bozma, değiştirme
tahribat= harab etme, yıkma - taktir = damıtma
takdir = değer biçme - tanıtmak = takdim etmek
tanıştırmak = iki kişiyi birbirine tanıtmak - teamül = alışılmış uygulama
temayül = eğilim - tefriş etmek = döşemek
teşrif etmek = şereflendirmek - tehdit = gözdağı verme
tahdit = sınırlama - tellal = Meydanda bir şeyi bir şeyi duyuran kişi
tellak = Erkekler hamamında müşterileri yıkayan erkek
natır = Kadınlar hamamında müşterileri yıkayan kadın - -zede = …-den zarar görmüş kişi (kazazede =kaza geçirmiş kişi)
-zade = …-nın oğlu (paşazade =paşa oğlu)
naber
BeğenBeğen